Google

   
  I Şiirler I Güzel sözler I Maniler I Mektuplar :) I
  Aşk şiirleri
 

Acemi


Unutulurmuş dediler ya!..
O zamanlar çocukluk işte,
Platonik sipariş bayramlar
Tescillenmemiş kaygılı umutlar vardı
Ve karanlıkla uzayan rüyalar adama bakardı…
Sonra kalakalmışlık yalnız başına bu şehirde
İncitilmiş arzuların viraneliği hatıralarda
Ismarlama hesaplar,
Tek kişilik sahne oyunları!
Şimdi her şey bir yürek ağrısı!!!

Sürgülenmiş ve mıhlanmış kapı!
Çaylaklık ve çömezlik; bir ilk işte,
İşte fersiz geleceğin akıbeti;
Kalemiz düştü ilkin
Sonra atların nalları düşünce bir gül fırtınasında
Ve vezir de esir edilince peşinen bir file
Şahı devirmek bize kaldı!
Acemilik işte,
Gençliğimiz; pusatsız hovardalığın hazin nihayeti..
Şimdi her şey bir baş belası!!!

Kendim gibiyim her daim
Şiiri eskiden de severdim,
Ben inşa ettim tüm çıkmaz sokakları
Hep vuslat türkülerini damıttın aynalardan
Çareler aradım aylarca bu diyarda
Sonunda bir mim koyabildim hatıralara
Mezara gömdüm eski-
Ve siyah-beyaz fotoğrafları..
Acemilik kazası işte,
Şimdi her şey nisan ayı
Ve geriye dönüp baktığımda
Tüm olup bitenler yapma kartpostal gibi buralarda,
Senin çocuğundum ve ağırdım o zamanlar
Şimdi bir şey o kadar uzak ki..

Acep Nerdedir
Yalan dolan ile geçen ömrümde
Arıyor gözlerim, acep nerdedir?
Bir tatlı kelâmdır tüten gözümde
Arıyor gözlerim, acep nerdedir?

Bilirim, garibin kimsesi olmaz
Evvel dost diyenler, arayıp sormaz
Hatırın sormaya kapıyı çalmaz
Arıyor gözlerim, acep nerdedir?

Yürekte kanayan derttir, hasrettir
Gönlü bir virane, Engin gariptir
Bir gelse, bir gülse, ol ki cennettir
Arıyor gözlerim, acep nerdedir?

  

Acı


Kaldırım gülü oldum dün gece
sahil boyunca unutmaya çalıştım
bana bıraktığın kimsesizliği
saatler geride kalmış benden
derdimi anlayan yok.
Dermanım da uzakta
şimdi o kara gözlerin olacaktı karşımda
avucumda aşkın.
Saracaktım ince hayatını kollarımla
zaman bırakacaktı seni bana.
Solmadan geçecekti bu hayal.
Gidip geliyorum seninle kendim arasında
değişen birşey yok.
Aynı boşluktayım
sevsem mi yoksa sevmesem mi seni
acı mı çeksem her gün
prangalarımı eskitsem
şaraba vurup kendimi
ölsem mi yoksa
yoksa hiç bırakmasam mı seni
vazgeçtim diyorum olmuyor
gerçekten içimdesin sökemiyorum
acılar vız gelir şimdiden sonra
sensizlik ölüm.
Onca şeyi sırtladım ben senin için
rakı gibisin.
Soğuk, ağır, beyaz az biraz
can damarda bitiyor aşkın
kapalı kapılar ardına bırakacağım seni bir müddet
aşk yıllandıkça erir
kalp mi kaldı sanki bedende
her şeyim sen sin

Acı
Ateş gibi vücudum,
Elim, ayağım, içim titriyor hasretinle,
Canım acıyor,
Ağlamak istiyorum,
Avazım çıktığı kadar bağırarak saatlerce,
Bu nasıl bir şey böyle,
Bu nasıl duygu böyle,
Kendime hakim olamıyorum,
Deprem oluyor tüm bedenimde, beynimde sanki,
Alev alev yanıyor her yerim,
Ama titriyorum hala
Yanında olmak İstiyorum,
Hiç ayrılmamacasına,
Koynunda uyumak istiyorum her gece,
Üşüyorum,
Sanki sadece sen sarılınca ,
Kollarına alınca ısınacak gibiyim, ısınamıyorum bir türlü
ne yapacağımı bilmiyorum,
Çıldırmak üzereyim,
Sevgini istiyorum, yanımda olmanı istiyorum,
Sadece benim olmanı istiyorum......





İki kalp arasında en kısa yol:
Birbirine uzanmış ve zaman zaman
Ancak parmak uçlarıyla değebilen
İki kol.
Merdivenlerin oraya koşuyorum,
Beklemek gövde kazanması zamanın;
Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
Bir şeyin provası yapılıyor sanki.

Kuşlar toplanmış göçüyorlar
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.

Cemal Süreya 





Ben Sana Mecburum

ben sana mecburum bilemezsin
adını mıh gibi aklımda tutuyorum
büyüdükçe büyüyor gözlerin
ben sana mecburum bilemezsin
içimi seninle ısıtıyorum

ağaclar sonbahara hazırlanıyor
bu şehir o eski Istanbul mudur
karanlıkta bulutlar parçalanıyor
sokak lambaları birden yanıyor
kaldırımlarda yağmur kokusu
ben sana mecburum sen yoksun

sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
insan bir akşamüstü ansızın yorulur
tutsak ustura ağzında yaşamaktan
kimi zaman ellerini kırar tutkusu
birkaç hayat çıkarır yaşamasından
hangi kapıyı çalsa kimi zaman
arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
eski zamanlardan bir cuma çalıyor
durup köşe başında deliksiz dinlesem
sana kullanılmamış bir gök getirsem
haftalar ellerimde ufalanıyor
ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
ben sana mecburum sen yoksun

belki Haziran'da mavi benekli çocuksun
ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
bir şileb sızıyor ıssız gözlerinden
belki Yesilköy'de uçağa biniyorsun
bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
belki korsun kırılmışsın telaş içindesin
kötü rüzgar saçlarını ¤¤¤ürüyor

ne vakit bir yaşamak düşünsem
bu kurtlar sofrasında belki zor
ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
ne vakit bir yaşamak düşünsem
sus deyip adınla başlıyorum
içimsıra kımıldıyor gizli denizlerin
hayır başka türlü olmayacak
ben sana mecburum bilemezsin.


Atilla İlhan




Dün Gece Seni Düşündüm



Dün Gece Seni Düşündüm Sevgilim

Hayalin Bölerken Uykularimi

Yüreğim Yanginlarda Sana Adadim Dualarimi

Dün Gece Seni Düşündüm Sevgilim



Kalktim Bir Sigara Yaktim

Titriyorken Ellerim Aldim Resmine Baktim

Hayaline Dert Yandim Mektuplarina Ağladim

Dün Gece Seni Düşündüm Sevgilim



Terketmedi Beni Anilar

Intihara Fermen çikardi Radyoda Arabesk Parçalar

Resmine Yağmur Oldu Gözümden Akan Yaşlar

Dün Gece Seni Düşündüm Sevgilim



Bütün Insanlardan Kaçtim Saklandim

Hayalin Gözlerimde Odama Kapandim

çildiriyordum Belki De Seni Seensiz Yaşadim

(mutsuzdum Acilara Tesli Oldum)

Gözlerime Yalvardim Yaşlarimi Tutamadim

Hayalin Gözlerimde çocuklar Gibi Ağladim

Ağlamaktan Utandim

Dün Gece Seni Düşündüm Sevgilim

Ben Her Gece Seni Düşündüm Sevgilim.....



sana dair

Her yağış bir başka kalkışmaya gönüllü
Ve kim ne yerse bu geçişte bir tomurcuk bir göz yaşı mutluluk işte
Her bahar arifesinde korkulu bir kimsesiz gecenin

Aklım elim yüreğim kirişte hep biraz korku biraz yalan telefon seslerinde
Ya yine boş koridor ıslaklığıysa ve beton nefesi bütün fakir cocukluklarda
Ama herşeyin sırasını beklerken mukaddes bir kuytuda
Senden umut kesenin hüzün kesesinde bi yavru
Herhangi bir anne kadar kandırılmış

İşte bahar işte sevda işte tomurcuk bi bakıma
Ağzının mavi ıslaklıgının uçurumunda
Rüyayla gerçeğin arasında hep iyinin aşkın tarafında
Ve değmediğim yerin kalmayıncaya
Bu bahar sonsuza tomurcuklanmaya ben sana
Sen çatlak bir anadoluyu kucaklamaya
Bu bahar aşk için hazır vazgeçmeye adının bile baş harflerinden

Kayıtsız bir sarhoşluğun hergün erkenden sabah oluşundan
Herşeyi biraz şakalaştıran bakışından şakadan başka izahı olmayan bu kalp ağrısından
Ve bahanesi bir yürek bir et bir bedenin içine girmek
Hazır bu bahar akılsız bir yeşermenin şahane hasadına
Hazır nur topu bir yasama sevincini kundaklamaya
Unutma baharda çiçek olan meyvedir yaza
Bu erik tanesi, bu şakacı bahar çiçeği her dem taze kalsın
 
  Bugün 6553 ziyaretçi (12664 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol